|
0
Asimile olmaya zorlanan topluluk: Karamanlılar!
Tarihte bir çok Türk boyu asimile olmuştur. Bunlardan bir diğeri dini yüzünden göz göre göre asimile olan Karamanlılar. Neden böyle söylüyorum diyorsanız diliniz Türkçe olacak anadolunun çeşitli bölgelerinde bulunacaksınız ama gel gör ki bir gün sırf din sebebiyle bilmediğin bir dilin konuşulduğu, havasını suyunu bilmediğin bir toprağa mübadele için gönderilip asimile olacaksın. Giriş
Millet kavramını oluşturan en güçlü unsurlardan birisi dildir. Dil, kendisini kullanan topluma ait kültürün sürekliliğini sağlayan en önemli ögedir. Karamanlıların en önemli özelliği ise Türkçe’den başka bir dil bilmemeleri ve eserlerini Grek alfabesiyle Türkçe yazmış olmalarıdır. Arı ve duru bir Oğuz Türkçesi konuşan Karamanlılar’ın, Grek harfleriyle yazılan Türkçesi’ne Karamanlıca adı verilir. Karamanlı Türkçesi ile yazılmış bilinen ilk eser 1584 tarihli olup “Gülzar-ı İman-ı Mesihi” adında dini bir kitaptır. Karamanlılar, Osmanlı döneminde İslamiyet'ten önceki yıllarda Türkler'in taşıdığı isimleri kullanmışlardır. Karamanlılar, İç ve güneybatı Anadoluda -Niğde, Nevşehir, Karaman, Kayseri ve Konya, daha genel bir ifadeyle Trabzon-Silifke hattında yer alan şehirlerde- Müslüman Türklerle beraber yaşamışlardır. Karamanlılar’ın geleneksel giyimi Anadolu Müslümanları ile benzerlik göstermektedir. Kadınlar üç etekli fistan giyerken erkekler kalın kuşaklarla birlikte şalvar giyerler. Karamanlılar Türkçe konuşurdu, pek çoğu Yunanistan’a göç ettikten sonra Rumca öğrendi. Dini kitaplarının hepsi Karamanlıca (Grek harfleriyle yazılmış Türkçe)’ydı. Kilise ayinleri ve vaazları Türkçe yapılıyordu. 1923 yılında Lozan’da gerçekleşmesi görüşülen nüfus mübadelesi haberinin Anadolu’ya yayıldığı sıralarda Karamanlılar, kendilerinin bu göçe tabi tutulacağına ihtimal vermiyor, “Biz Türk oğlu Türküz!” diyorlardı. 1923'teki Türk-Yunan Ahali Mübadelesi ile Yunanistan'a gönderilmişlerdir. Türkiye‘den göç eden Ortodoksların sayısı ise 1 milyon 200 bin civarında olup bunların 200 binini Karamanlılar oluşturmaktaydı. Sözleşmeye göre İstanbul, İmroz ve Bozcaada Rumları ile Batı Trakya Müslümanları göçün dışında bırakılacaktı. Daha sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün özel izni ile Karamanlıların dini lideri sayılan ve Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin kurucusu Papa Eftim ve ailesi ile birkaç patrikhane mensubu aile daha Türkiye’de kalmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Karamanlılar’ın göçüyle ilgili oldukça üzüntü duyduğu bilinmektedir. Hamdullah Suphi anılarında bu durumu şöyle anlatır: “Celal Bayar bir gün bana; Bilir misin Hamdullah, Atatürk’ün son yıllarda en büyük üzüntüsü ne idi?” diye sorar. Bilmediğimi söyleyince, cevabı kendisi verir: “Anadolu’dan binlerce Hıristiyan Türk’ü göndermiş olmasıydı.” Yunanistan'a göçe tabi tutulan Karamanlılar, kendilerine gösterilen bölgelere yerleştiler. Her aileye birer tane derme çatma ev ile öküz verildi. Böylece yoksulluklar içinde sıfırdan bir hayat kurdular. Yunanistan hükümeti işe ilk olarak Türk çocuklarına Yunanca öğretmek için okullardaki eğitimi daha sıkıya alarak başladı. Bu sırada köy kiliselerindeki Türk papazların yerini merkezden atanan ve Yunanca vaaz veren papazlar alacaktır. Okullarda Türkçe konuşmak yasaklanmış ancak yasak yer yer sokaklara taşmış ve Türkler dışarıda Türkçe konuşamaz olmuştur ve yavaş yavaş ilerleyen bu süreçten kimlikleri unutturulmuş ve günümüzde asimile olmuşlardır.
|
Hoşgeldiniz...
Hoşgeldin, Ziyaretçi: Sitemize üye iseniz buradan oturum açabilirsiniz :) Hala üye değil misiniz? Ücretsiz üyelik hesabı alın! Yasal Uyarı
Bu internet sitesi içeriğinde yer alan tüm yazılar Gidenler.Me’ye ait olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olurlar. Gidenler.Me, ilgili yasal işlem başlatma hakkına sahiptir. Gidenler.Me Blog'da yer alan tüm yazılar/makaleler bilgi edinme amacı ile sınırlı olup Gidenler.Me'den izin alınmaksızın değiştirilemez, çoğaltılamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz, umuma iletilemez, başka bir lisana çevrilemez.
|
